Karagöz musikisi ile tasvirleri yapım ve oynatımına uzun yıllarını vermiş değerli sanatçı ORHAN KURT’a bazı sorular yönelttik. Orhan Kurt yüksek inşaat mühendisidir. Türk musikisinin başarılı bir icracısıdır. Çalar ve söyler. Karagöz oyunlarına ve tasvirlerine aşıktır. Biz sorduk o cevaplandırdı:
-Önce kısaca hayatınızı anlatırmısınız?
Orhan Kurt : 1930 yılında İstanbul’da doğdum. İnşaat mühendisiyim. Evliyim, iki erkek çocuğum var.
-Karagöz oynatımına ve tasvir yapımına ne zaman ve nasıl başladınız? Ustanız kimdir?
Orhan Kurt :-Efendim, benim bu sanatla uğraşmaya başlamam iki bölüme ayrılabilir. Rahmetli babam Ankara’da görevli iken büyük üstat Hayalî Küçük Ali’yi çokça dinlemiş ve seyretmiştim. Bu büyük ustanın Karagöz ve Hacıvat’a verdiği sesin çocuk kulağımda tesiri bugün dahi silinmeyen tatlı bir iz bırakmıştı. O sesi taklit ederek Karagöz muhavereleri yapmaya çalışırdım. Sonradan bu merakım uğraşıya dönüştü. Karagöz oynatmakta ustam yoktur. Sistemli bir tetkik ve çalışma ile kendimi yetiştirdim.
Boğaziçi Üniversitesinde, kolejlerde,okullarda ve daha bir çok topluluklar önünde Karagöz oynattım. Tasvir yapımını ise Türk Folklor Araştırmaları mecmuasının 303. sayısında yayınlanan, sayın Nail Tan’ın Ragıp Tuğtekin ile yaptığı söyleşide de belirtildiği gibi Tuğtekin’den öğrendim.
-Karagöz figürleri üzerinde ne gibi çalışmalarınız oldu?
Orhan Kurt : Bilindiği gibi bu figürler otantiktir. Milletimizin malı olduğu kadar da eski bir tarihi vardır. Yüzlerce senedir Karagöz’e emek veren sanatkarlar aynı zamanda bu figürleri geliştirmeye ve güzelleştirmeye çalışmışlardır. Ben de bu yoldan hareket ederek figürlerdeki etnoğrafik hataları, çizim bozukluklarını, espriyi bozmadan eski örneklere göre düzeltmeye çalıştım. Bütün figürleri bir tasnife ve sıralamaya tâbi tuttum. Ayrıca aynı hava ve anlayış içinde 120 kadar yeni figür çizdim, kestim ve hazırladım. Yeni yazdığımız oyunlar için de yeni figürler çizmekteyim. Bugün elimde 300 ü aşkın bir koleksiyonum var. Ayrıca Japonya, Almanya, İtalya müzelerinde ve Avrupa’nın bir çok şehirlerinde, verdiğim koleksiyonlar teşhir ve muhafaza olunmaktadır. Türk Gölge sanatını seven ve tetkik etmek isteyen kimselerde ve kurumlarda 20-30 parçalık koleksiyonlarım, figürlerim bulunmaktadır.
-Öğrenci yetiştiriyor musunuz?
Orhan Kurt : Evet. Özel olarak tasvir yapımını öğrettiğim ve bu gün yetişmiş durumda olan dört öğrencim var. Ayrıca Kültür Bakanlığı Tasvir Yapım ve Oynatım kursunda öğretim görevlisi olarak vazife gördüm. Aralarında tasvir yapımını hakikaten becerebilecek olan 14 öğrenciye tasvir yapımını öğretmeye çalıştım. Başlangıçta çok cazip, fakat aslında fevkalade güç olan tasvir yapımına bir başlangıç olan bu kursların devamını ve önceki kursta başarı gösterebilenlerin eğitimine devam edilmesini gönülden arzu etmekteyim.
-Karagöz sanatından başka uğraşlarınız var mı?
Orhan Kurt : -30 yıla yakın bir süre Türk Sanat Müziğini yurdumuzun çeşitli yerlerinde ve sahnelerinde icra ettim. 35 yıldır Tambur çalarım. Bu enstrümanı bizzat yaparım. Bu becerime ait çalışmalarım Osaka Etnoğrafya Müzesi tarafından filme alındı. Mûsikîyi Selanikli Ahmet Bey’in talebesi olan rahmetli Şükrü Derya beyden öğrendim. Türk güzel sanatlarından hat, resim,süsleme dalında da çalışmalarım var.
-Bu günkü çalışmalarınız hakkında bilgi verirmisiniz?
Orhan Kurt : -İki sene önce arkadaşım Sayın Tacettin Diker ile kurduğumuz ekiple Almanya’da “Bochum Gölge Oyunları Festivali”nde büyük başarı elde ettik. Türkiye’deki yabancı kültür merkezlerinde verdiğimiz Karagöz temsilleri çok başarılı oldu. Uluslar arası Türk Folklor Kongresinde oynattığımız Kanlı Nigar oyunu ve bu oyunda uyguladığımız teknik, gerek bizi seyreden Türkologlarca ve gerek rahmetli üstat Nurettin Sevin beyefendi tarafından çok beğenildi. Bu gün bir çok yabancı ülkeden Karagöz temsilleri vermek üzere teklifler almaktayız. Bu da Karagöz’ümüze kazandırmaya çalıştığımız ilgi, beğeni ve sanat gücünü kabul ettirme çalışmalarımızda başarılı olmaya başladığımızı göstermektedir.
-Karagöz figürleri ve oyunlarında yenilik yapılabilir mi?
Orhan Kurt :-Karagöz, Hacıvat ve diğer tasvirlerimiz üzerlerinde yenilik düşünülemeyecek kadar kuvvetli ve son sözünü söylemiş tiplerdir. Bizim tatbik ettiğimiz gibi Karagöz’ün dilini bu gün anlaşılacak gibi düzenlemeli, eskiyi çok iyi tetkik ederek yeni oyunlar yazmalıdır. Ancak Karagöz’ün yönteminin değiştirilmesine asla teşebbüs edilmemelidir.
-Karagöz sanatının geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Orhan Kurt :-Sayıları tamamen tükenmekte olan Karagöz sanatkarlarından günümüzde sanatlarını sürdürmeye çalışanlara, ilgili bakanlıklar gerekli yardımı yapmalıdırlar. Karagöz oynatıcılığı, usta-çırak yetiştirme durumundan kurtarılarak akademik bir öğrenim şekline dönüştürülmelidir. Bu yüzden günümüzde Karagöz oynatıcısı yetişmediği gibi, en az oynatıcı kadar oyunda mühim görevi olan yardak da yetişmemektedir. Bütün dünyanın sevgi, beğeni ve takdirini üzerinde toplayan Karagöz’ümüz, devletimizin gücü ve aracılığı ile dışarıya tanıtılmalıdır.
Basınımızın, sanat dergilerimizin, Şehir ve Devlet tiyatrolarımızın bu konuya eğilmeleri gerektiğine, aksi halde Karagöz’ümüze sahip çıkmaya kalkanlara sitem etmeye hakkımız olmadığına inandığımı belirtmek isterim.
Röportajı yapan: İhsan Hınçer T.F.A No: 320 – Mart 1976