İncity Dergisi Röportajı

Incity Dergisi- Eylül 2008
Incity Dergisi- Eylül 2008

Önce hayal perdesi kuruluyor ve ışık ayarlanıyor. Perdeye saksı, çiçek ve kedi gibi aslında oyunla pek de ilgisi olmayan ‘göstermelik’ yerleştiriliyor ve seyirci oyunun atmosferine kendini hazırlıyor. Göstermelikler nareke adı verilen kamış bir düdüğün eşliğinde perdeyi terkediyor ve Hacivat sol taraftan bir semai okuyarak huzura geliyor. Ardından da ‘Hay, Hâk!’ diye başlayan perde gazelini okuyor ve seyircileri selamlıyor. ‘Yar bana bir eğlence medet!’…

Yanlış anlamalar üzerine kurulu, gölgelerin oyunuydu… O buğulu perdenin arkasından yansıyan ışıkla aydınlanırdı, yüzleri… Kafa kafaya tokuşup kavgaya tutuşmalarıydı en çok güldüren… Perdenin arkasından çıkan tef, keman, ve lavtadan çıkan ezgilere kaptırırdık kendimizi… Kaç Ramazan hayal perdesini görmeden geçti? Karagöz ve Hacivat sesini ne zamandır duymuyoruz? Bugün her ne kadar Karagöz’ün yerini başka eğlenceler alsa da yine hayâlîler var; inatçı bir Karagöz ve elbette efendi bir Hacıvat var… Hayâlî Emin Şenyer’de bunlardan biri… Hayatını Karagöz üzerine inşa etmiş, bu sanata gönlünü adamış nam-ı diğer Hayâlî Saraç Emin ile bu güzel geleneğimiz hakkında hoş bir söyleşi gerçekleştirdik…

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Bendeniz Hayâlî Emin Şenyer, yada ustamın bana verdiği mahlas ile Hayâlî Saraç Emin.

Kaç yıldır bu sanatı icra ediyorsunuz?Bu işe nasıl gönül verdiniz?

Karagöz sanatı ile önceleri hobi olarak ilgileniyordum, sonra bir gün Ustam Metin Özlen Bey ile tanıştım ve tüm hayatım Karagöz üzerine inşa edilmeye başladı, o zamandan beri de Karagöz sanatına hizmet etmeye ve yeni nesle tanıtmaya çalışıyorum.

Hayâlî olmak sanırım bir eğitim gerektiriyor, sizin hocalarınız kimdi?

Hayâlî olmanın ne yazık ki bir okulu yok, Karagöz sanatı bir usta yanında uzun yıllar çıraklık yapılarak öğrenilebilen bir sanattır. Bilindiği gibi Karagöz oynatanlara Hayâlî , yardımcılarına ise yardak adı verilir. Yardak olmadan Hayâlî olunamaz.

Tacettin Diker bilinen en eski hayali, onunla ilgili söylemek istedikleriniz ? Şuan nerede, kaç yaşında?

Tacettin Diker şu an yaşayan en eski Karagöz ustamız. Bildiğim kadarı ile 85 yaşında olması gerekir, İstanbul’da yaşıyor.

Bildiğimiz kadarıyla bu geleneksel oyuna gönül vermiş ve Karagöz ve Hacivat için gerçekten emek sarf etmiş bir kişisiniz. Sizce neden Karagöz-Hacivat hayatımızda olmalı?

Karagöz bizim en eski sanatlarımızdan biri, bu yüzden gözümüz gibi bakmalıyız. Ben birçok defa Avrupa ülkelerine gittim, Avrupalılar en basit kültürel değerlerini bile dünyanın en değerli şeyi gibi koruyor ve dünyanın en değerli şeyi gibi sunuyor. Onlarla kıyasladığımızda Karagöz sanatımız bir hazine değerindedir.

Eskiden Ramazan ayının en önemli eğlencesiydi, bugün yerini başka eğlenceler alsa da sizin gibi ustalar sayesinde hala ayakta… Sizce yeni nesil, yeterince baraber mi Karagöz-Hacivatla?

Eğer gerçekten iyi sunulur, iyi oynatılırsa yeni yetişen nesilde dedelerimizin, nenelerimizin aldığı tadı alabiliyorlar. Tabii burada bir de insanların talebinin olması için Karagöz santımızn mümkün olduğunca göz önünde olması lazım, bu aşamada da medya desteğinin olması gerekir. Umuyoruz ki medyamız sadece popüler olanı değil sanatsal olan değerlerimizi de gündeme taşır.

Gündemde tutmak için neler yapılıyor ya da yapılmalı?

Her şeyden önce televizyonlarda, gazetelerde yer verilmelidir. Karagöz sadece ramazan ayında hatırlanması gereken öksüz bir sanat değildir. Her konunun işlenmesine müsait esnek bir yapıya sahiptir. Örneğin Almanya da bir opera grubunu daveti üzerine Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasını gölge oyunu tekniği ile Karagöz perdesinde oynattım.Bu oyun filme alındı ve 2004 yılından beri her yıl yaz aylarında dünyaca ünlü Goethe Tiyatrosu’nda gösterildi. Bu tür uygulamalar her zaman ve her konu ile ilgili yapılabilir.

Bazen, esas oyundan sonra Sezen Aksu ve Tarkan gibi figürleri de sahneye çıkarıyormuşsunuz, biraz bundan bahsedebilir miyiz? Güncelleştirmek işe yarıyor mu?

Karagöz sanatımızın bugünkü içler acısı duruma düşmesinin en önemli nedeni güncelleştirilememiş olmasıdır. Örneğin klasik oyunların sonunda seyirciyi eğlendirmekiçin dansöz figürü çıkarılırmış. Bu alışkanlık günümüze kadar gelmiş.Ancak dansöz hiç kimsenin ilgisini çekmez olmuştur. Bu yüzden güncel tiplemeler kullanmak güncelleştirmek açısından son derece önemli ve doğru bir uygulamadır.

Bir röportajınızda Karagöz-Hacivatın alnına tabancayı dayadık, her gün tetiği çekiyoruz demişsiniz? Bunu biraz açıklayabilir misiniz?

O röportajı yaparken tabancı dayadık demiştim, bugün artık Karagöz’ün alnına top dayadık diyebiliriz! Neden mi; Ramazan eğlenceleri adı verilen kaliteden ve estetikten uzak uygulamalar yüzünden… Ramazan eğlencelerini yapmak isteyen Belediye ya da herhangi bir kurum bu işin organizasyonunu bir organizatör şirkete veriyor, onlar da daha fazla para kazanabilmek için her sanatın amatörünü bulup seyirciye sunuyor. Bu tür yerlerde amatör insanlardan Karagöz’ü seyreden seyirci de ‘Amann Karagöz de bu muymuş’ deyip bir daha Karagöz seyretmeye gitmiyor. Eğer herşeyi para ile değerlendirmeye başlarsak hayatımızdan kalite kavramını çıkarmamız gerekir.

Hayâlî olmak insan olarak neleri gerektirir? Yaptığınız iş çok zor… Üzgün bile olsanız, o sahnede insanları eğlendirmek zorundasınız. Bunu nasıl başarıyosunuz?

Elbette ki sahneye çıktığımızda amaç insanlara hoşça vakit geçirtmektir. Bu açıdan üzgün bile olsak o an için o atmosferden çıkıp Karagöz ile hemhâl olmalıyız. Bu tabii sahnedeki durum… Ama asıl olan, altyapımızın sağlam olması gerekir. Örneğin Karagöz sanatçısı iyi derecede şarkı türkü okuyabilmelidir, gündemi iyi takip etmeli ve gündemdeki olaylardan mizah üretebilmelidir, bunun içinde kültürel alt yapısının çok iyi olması gerekir.

Kimdir Karagöz Hacivat Bir efsane midir yoksa bir gerçek mi?

Karagöz-Hacivat bir efsanedir. İlkokuldan itibaren bu iki kafadarın Bursa‘da Ulucamii’nin inşaatı sırasında işçi olarak çalıştıkları, caminin yavaş ilerlemesinden dolayı sorumlu tutularak idam edildikleri öğretildi bize. Ancak bu bir efsanedir. Karagöz ve Hacivat’ın yaşadıklarına ilişkin hiçbir bilgi ve belge yoktur.

Karagöz ve Hacivat’ın değişmez bir konuşma üslubu var, burada konuşulan dil çok önemli… Bir ustanın bu anlamda sahip olması gereken özellikler nelerdir?

Evet dil çok önemli. Her şeyden önce biraz evvel de bahsettiğim gibi oyunların güncel olması çok önemlidir. Yoksa elli yıl önce Karagöz oynatmış ustalarımızın oyunlarını ezberleyerek aynısı oynatmanın bir anlamı yok.Bildiğiniz gibi Karagöz Hacivat’ın kullandığı yabancı kelimelere yanlış anlamlar yükler.Eski oyunlarda Hacivat, Arapca ve Farsca kelimeler kullanırmış, çünkü ozaman için gecerli olan diller bunlarmış. Artık günümüzde Hacivatlar bildiğiniz gibi, cümlelerin arasına İngilizce serpiştirmeyi severler, öyleyse Hacivat artık İngilizce kelimeler kullanacak, Karagöz ise bu İngilizce kelimeleri yanlış anlamlar yükleyecektir. İşte burada Hayâlî’nin mahareti devreye girer. Hayâlî’nin kelime haznesi çok geniş olmalı ki bu tür uyarlamalar yapabilsin.

Nedir Karagöz ve Hacivat’ın felsefesi?

Karagöz oyunlarının arkasında çok derin bir felsefe yatar, bir perde gazelinde denildiği gibi

‘Perdeyi kaldır gözden hisse al sen bu sözden

Perdeyi sanma bezden kemâlattır perdemiz.’

Karagöz perdesi hayatı ve ölümü anlatan tasavvufi bir arka plana sahiptir.

Skeçleri kendiniz mi yazıyorsunuz?

Karagöz oyunlarında yazmak diye bir mevhum olmaz. Karagöz doğaçlama oynatılır.

Karagöz ve Hacivat tasvirleri nasıl yapılıyor, kendiniz mi yapıyorsunuz?

Evet, tasvirlerimi kendim yapıyorum. İyi bir Hayali olmanın şartlarından biride tasvirleri yapabilmektir. Halen Avrupa’da iki ayrı ülkede iki müzede yaklaşık 30 parça tasvirim sergilenmektedir.

Bizce, çocuk eğitim kurumlarında, yuvalarda da Karagöz Hacivat olmalı ve yeni nesile bu miras aktarılmalı… Bunun için çalışmalar var mı? Sizin herhangi bir projeniz var mı?

Elbette, öncelikle bizler zaten yakın uzak davet edildiğimiz yerlere gidip oyunumuzu sergiliyoruz. Antalya‘ya da birçok defa gelip oyunlar oynatmıştım. Bunu haricinde, bu yıl bir yayınevi ile birlikte ilkokul 1. sınıf öğrencileri için Karagöz Hacivat Okuma Yazma Öğreniyor adlı bi CD yaptık. Okuma öğrenme kitapları ile birlikte dağıtılacak.

Son olarak Antalyalılar’a bir mesajınız var mı?

Antalyalılar’a Karagöz’den selam ve saygılar. Karagöz ile ilgili bilgi almak isterlerse www.karagoz.net adresli sitemizi ziyaret edip konu hakkında her türlü bilgiye erişebilirler.

Röportajı yapan: Sinem Erken Gündoğdu
Incity Dergisi Sayı 8, Eylül 2008

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir