Karagözün gelin olması oyunu (Ters Evlenme)

Karagöz’ün gelin oyunu için gerekli tasvirler:

Hacivat
Karagöz
Gelin Karagöz
Karagözün Karısı
Çelebi (Tuzsuz Deli Bekir’in kardeşi)
1.Zenne (İçerden sesi gelir)
2.Zenne (Kayınvalide)
3.Zenne (Görümce)
4.Zenne (Elti)
İmam
Mahalleli (Mahallede oturan komşular)
Bekçi
Tuzsuz Deli Bekir

Nâreke zırıltısı ve tef velvelesi ile göstermelik kalkar. Hacıvat semai söyleyerek gelir.
(Semai: Eviç Yürük semai) On kere demedim mi sana sevme dokuz yar
Semai bittikten sonra Hacıvat perde gazelini okur:

Off Hay hak
Gönlümüzden bir kumaştır tertemizdir perdemiz
Her basitlikten uzaktır pek titizdir perdemiz
Gölgeler oynar da oynar söyleyip gerçekleri
Bir düşün bin hisse al dünyadan izdir perdemiz
Gelmedi hiç kimse kâra gözüme hayran diye
Sevgidir her bir hayat hem sevgimizdir perdemiz
Bir ışık menbâıdır aydınlatır her çehreyi
Seyrine dal inci bul engin denizdir perdemiz
Hak sözü söyler asırlardır Emînim ben buna
Ey gel Ömer sen de dinle bir azizdir perdemiz

Hacivat: (Devamla) Ahh efendim bizi seyre gelen bu dostların huzurunda ne olurdu benim de bir arkadaşım olsa, edebiyattan anlasa, şiir bilse, musikiye vâkıf olsa güzel güzel eserler meşk etsek, dünya ahvalinden bahsetsek, eli temiiiz, yüzü temiiiz, sözleri tatlııı….
Karagöz: (Pencereden uzanarak) Hoş geldin kaynanam suratlı
Hacivat: …bir yâri kafadâr olsa
Karagöz: Vallahi gelirsem kafanı bollaştırırım hacı cav cav
Hacivat: …geliverse şu perdeye, o söylese ben dinlesem, efendim haddim olmayarak bendeniz söylesem o dinlese, bizi seyreden dostlar da gülseleer eğlenseler, iş ne imiş diyeliiim işimizi mevlam rast getire ah bana bir eğlenceee medettttttttt amaaaannnn amannnnnnnnnnnnnn (gazel okur) Gelsee o çeşmi siyahımmmmmmm, handelerrr peydaaa olurrrrrrrr amannnnnnnnn
Karagöz: Hacıvat git başka yerde bağır evde çocuk uyuyor hadi kış kış kışşşş
Hacivat: ..ah bana bir eğlenceee medetttttttttt
Karagöz: Yahu git başka yerde bağır dedim sana hadiiiiiiii kışşşşşşş
Hacivat: Yar bana bir eğlenceeeeeeeeeee amannnnnn amannnnnnn (karagöz evden Hacıvat’ın üzerine atlar, alt alta üst üste kavga ederlerken her ikisi de bağırır)
Hacivat: Aman Karagöz ne yapıyorsun sakalımı yoldun
Karagöz: Hacıvat nasırıma bastınn amannnnnn (Hacıvat kaçar Karagöz sırt üstü yerde yatarken kendi kendine söylenir): Ah seni gidi utanmaz arlanmaz adam seni, her gün gelirsin kapımın önünde bağırırsın ne alıp da ne veremezsin ha, seni gidi musibet seni, amanın ense köküm şakaklarım, sigara tablası gibi kulaklarım, (bu arada doğrulup ayağa kalkar) bu musibetle kavga ederken her tarafım söküldü, eve gidip şunları bir diktirivereyim bari. (gider)
(Hacıvat gelir): Ah aman efendim ben geldim (etrafına bakınarak kendi kendine konuşur) Aaa Karagözüm nerde acaba, eve mi gitti acaba? Ah efendim bende de hata var ya, ne istersin garip karagözden bilmem ki, ama ne yapayım karagözümü görmeden onunla sohbet etmeden de duramam ki. Acaba Karagözüm hasta mı oldu ki, eğer hasta olduysa ziyeretine gitmeli giderken de bir şeyler götürmeli değil mi efendim ama. Şöyle yiyecek içecek bir şeyler malum hasta insanların iyi beslenmesi lazım. Dur bakayım Karagözüme bir sesleneyim. (Eve doğru seslenir) Karagöz huuu..
Karagöz’ün Karısı: (İçerden) Karagöz kalk bak Hacıvat çelebi sana sesleniyor
Karagöz: (İçerden): Hasta de hasta dee
K.Karısı: (İçerden) A hiç olur mu öyle şey, hasta değilken nasıl hasta derim yahu
Karagöz: (İçerden) A hiç olur mu öyle şey, hasta değilken nasıl hasta derim yahu
Karagöz: (İçerden) Yahu senin nene gerek hasta de sen
K.Karısı: (Camdan uzanarak): Hastaymış Hacıvat Çelebi
Hacivat: Ah efendim ah Karagözüm benim yüzümden hasta oldu galiba, dur bakalımm Karagözümü bir ziyaret edeyim, ama tabii hasta ziyertine giderken eli boş gitmek olmaz, giderken birkaç kilo elma birkaç kilo portakal, biraz muz biraz da armut alıp gideyim karagözüme
Karagöz: (içerden): Yahuu hanımm ben hasta oldum be üstüme bişeyler ört
K.Karısı: (içerden): Daha demin bişeyciğin yoktu ne zaman hasta oldunn
Karagöz: (içerden) Yahu aniden hasta oldum işte, sen benim üstüme bişeyler ört
Hacivat: Efendim sadece meyve ile olmaz tabii, karagözüm pirzolayı bifteği çok sever, giderken iki kilo pirzola iki kilo da biftek alıvereyim bari
Karagöz: (İçerden) Yahuuuuu hanımm üstüme bişeyler daha örttt
K.Karısı: (içerden)Aaa iki kat yorgan örttüm daha mı örteyim
Karagöz: (içerden) Ört sen ört ben hastayım, ne varsa ört üstüme
Hacivat: Efendim Karagözüme giderken beş on paket de sigara götüreyim, zavallı evde yatarken canı sıkılır arada bir tellendirir
Karagöz: (İçerden) Yahuuu hanımm üstüme bişeyler daha örttt
K.Karısı: (içerden)Ayol daha ne örteyim evde ne varsa örttüm başka bişey kalmadı
Karagöz: (içerden) Eşeğin çulunu ört, eşeğin çulunu ört
Hacivat: Ah efendim ahhh bu öteberiyi götürmek bir şey değil elbette Karagözüme feda olsun hepsi ama şimdi karagöz bu meyveleri yeyince ya daha fena hasta olursa ben ne yaparım en iyisi bu meyveleri götürmekten vazgeçeyim
Karagöz: (içerden) Yahuu hanımm şu eşeğin çulunu kaldır üzerimden
Hacivat: Evet efendimm malum hastalar öyle her şey yiyemezler mideleri bozulur ben en iyisi biftek ile pirzolayı da götürmeyeyim belki karagözüme dokunur
Karagöz: (içerden) Yahuu hanımm şu üzerime örttüklerini kaldır bakalımmm
K.Karısı: (içerden) Aaa ne oldu hani hastaydın sennnn
Karagöz: (içerden) İyileştim ben iyileştimmmm
Hacivat: Ahh efendim ah ben şimdi o sigaraları da götürürsem karagözüm hastayım demez içmek ister ehh tabiii hastanın sigara içmesi doğru olmaz maazallah karagözümü daha fena hasta eder en iyisi ben o sigaraları da götürmeyeyim
(Karagöz evden çıkar Hacıvat’a tokat atarak söylenir : Seni gidi utanmaz arlanmaz adam seniii, beni yutkundurdun durdun sonunda da bir şey getirmedin seni gidi utanmaz adam seniii (bu esnada Hacıvat kaçar) Sen gidersin beni buraya mıhlamazlar , pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar, ben de çeker giderim köşe pencereme otururum, bakalım şimdi bu perdeden kimler gelirrr kimler geçerrrr.
(Karagöz tarafından şarkı eşliğinde bir Çelebi gelir) (
Nihavend İstanbul Türküsü) Üsküdara gider iken aldı da bir yağmur
Çelebi: Ahh aman efendimm, çoktan beri Hacıvat Çelebi’nin elini öpüp hatırını soramamıştım dur bakalım bir kapısını çalayım (Hacıvat’ın kapısını çalar)
Hacivat: (içerden) Kim ooo
Çelebi: Benim Hacıvat Çelebi, çoktan beri elinizi öpememiştim bir hatırınızı sorayım dedim, aşağıya gelmezmisinin biraz
Hacivat: (Aşağı gelerek) Ahh aman evladım hoş geldin safalar getirdin nerelerdesin çoktan beri görüşemiyoruz.
Çelebi: Ahh sorma Hacıvat Çelebi, malûm dünya işleri koştur oraya koştur buraya sizi ihmal ettik kusurumuza bakmayın efendim
Hacivat: Estağfurullah evladım ne kusuru, hiç öyle şey olur mu, annen, kardeşin abin nasıllar afiyettedirler inşallah
Çelebi: Annem kardeşim iyidir hacıvat çelebi ellerinizden öperler, yalnız abimi hiç sorma
Hacivat: Neden evladım ne oldu yine
Çelebi: Sorma Hacıvat Çelebi abim her akşam çekiyor şarabı her akşam çekiyor şarabı ne bizde huzur kaldı ne de mahallelide
Hacivat: Evladım akıl vermek gibi olmasın ama onu evlendirirseniz belki düzelir, hiç düşünmediniz mi bunu?
Çelebi: Düşünmez olur muyuz Hacıvat Çelebi düşündük düşünmesine ama, kim varır abim gibi her akşam içen bir adama
Hacivat: Öyle deme evladım herkesin bir kısmeti vardır mutlaka
Çelebi: Öyle olmasına öyle de Hacıvat Çelebi, abimin adı çıkmış bir defa onu tanıyan hiç kimse kız vermez ona, ama bu işe sen bir girersen ona uygun bir kısmet bulursun diye düşündük bizim valide ile birlikte
Hacivat: Aman evladım beni bu işe sokma ne olur, ben kimsenin başını yakmak istemem, hem kim varır ki öyle adama
Çelebi: Öyle deme Hacıvat Çelebi, mahalle aralarında ne kadınlar vardır kısmet bekleyen, sen onlardan birini bulursun bize
Hacivat: Çok zor evladım çok zor ama bir deneyelim bakalım, bak şu karşıda dul bir kadın vardır ona bir sorayım bakayım sen az bekle bakalım burda (Gider karşı evin kapısını çalar)
Zenne: (İçerden) Huu kim oo
Hacivat: Benim hanım kızım Hacıvat çelebi
Zenne: (İçerden) Buyur Hacıvat Çelebi ne istemiştin
Hacivat: Hanım kızım sana bir şey söyleyeceğim bilirim ki sen uzun zamandır dulsun, bak şimdi sana bir kısmet çıktı hayırlısıyla seni onunla evlendirmek isterim
Zenne: (İçerden) Aaaa sağol Hacıvat Çelebi, kimmiş bu kimin nesiymiş
Hacivat: Kızım bu adama Tuzsuz Deli Bekir derler, çok mert bir delikanlıdır
Zenne: Aaaa aşk olsun Hacıvat çelebi, bana koca diye bula bula o sarhoşu mu buldun, kim varır öyle sarhoşa ayol, dünyada evlenmem ben öyle sarhoşla Hacıvat Çelebi
Hacivat: (çelebiye hitaben) Bak evladım gördün işte dul kadın bile onunla evlenmek istemiyor
Çelebi: Aman Hacıvat çelebi ocağına düştük, sen bu işi halledersin bilirim, bizde para bol abimle evlenen kadın rahat eder bir eli yağda bir eli balda yaşar, seni de memnun ederiz Hacıvat Çelebi zahmetlerinin karşılığını veririz, al bakalım şu mangizleri, yeter ki abime uygun bir kadın bul da onu bir baş göz edelim, gerekirse sonra yine para veririz sen merak etme (Çelebi gider)
Hacivat: (Kendi kendine konuşarak) Ahh ne yapmalı da bu Tuzsuz’a uygun bir kadın bulmalı, dur bakalım aklıma bir şey geldi, geçenlerde Karagöz bana bir oyun etmişti, dur bakalım şimdi onu ben kadın kılığına sokup Tuzsuz ile evlendirirsem hem Karagöz’den intikamımı almış olurum hem de belki Tuzsuz Deli Bekir sarhoş kafayla kadın yerine erkekle evlendirildiğini görünce belki bu içkiden vazgeçer. Amma bakalım Karagöz’ü nasıl kandıracağız, şu Karagöz’ün karısı ile bir konuşayım bakalım. (Karagöz’ün kapısını çalar)
K.Karısı: (İçerden) Huu kim ooo
Hacivat: Benim hanım kızım, Hacıvat Çelebi, az aşağıya gel bakayım seninle bir şey konuşacağım
K.Karısı: (Gelir) Buyur Hacıvat Çelebi
Hacivat: Karagöz evde mi?
K.Karısı: Hayır Hacıvat Çelebi ormana odun toplamaya gitti
Hacivat: Bak şimdi hanım kızım sana bir şey söyleyeceğim ama sakın Karagöze bir şey söyleme olur mu
K.Karısı: Söylemem Hacıvat Çelebi, söyle bakalım neymiş merak ettim vallahi
Hacivat: Şu Tuzsuz Deli Bekir var ya, o evlenmek istiyormuş annesi bana haber göndermiş oğluma uygun bir hanım bulsun diye
K.Karısı: Eeee?
Hacivat: Biliyorsun o sarhoş ile kimse evlenmek istemez, ben birkaç kişiye sordum kimse onunla evlenmek istemedi
K.Karısı: Tabii istemez Hacıvat Çelebi, kim sarhoş kahrı çekmek ister ki
Hacivat: Bak şimdi Karagöz’ü kadın kılığına sokup onunla evlendireceğiz tamam mı, böylece Tuzsuz da belki içkiden vazgeçer
K.Karısı: Aaa üstüme iyilik sağlık, olur mu hiç öyle şey Hacıvat çelebi, Karagöz“ü nasıl ikna edeceğiz bu işe?
Hacivat: Sen o işi bana bırak, eve geldiği zaman bana yolla sen onu, ben Karagözü gördüğüm zaman “aman kızım ne kadar güzel olmuşsun büyümüşsün serpilmişsin” derim sana gelir sen de aynı şeyleri söylersin, Karagözüm biraz safçadır mutlaka inanır, böylece onu Tuzsuz’la evlendiririz
K.Karısı: Aa Hacıvat çelebi o Tuzsuz denilen adam benim kocamı parçalar vallahi
Hacivat: Hiç bişe olmaz kızım hadi bakalım ben gidiyorum Karagöz gelince bana gönder sen (Hacıvat gider K. Karısı da eve girer)
(Karagöz sırtında odunlarla perdeye gelir): Ahh ormandan da odun toplamak ne zor işmişş öldüm bittim vallahi (evin kapısını vurur)
K.Karısı: (İçerden) Kim ooo
Karagöz: Aç ben geldim (eve girer)
K.Karısı: (İçerden)Nerelerde kaldın sen, seni biraz evvel Hacıvat sordu, bir git bakalım ne varmış
Karagöz: (Perdeye gelir) Bu Hacıvat beni hayır için aramaz pek amma dur bakalım bir sorayım (Hacıvat’ın kapısını çalar)
Hacivat: (Perdeye gelir, başı yere doğru eğik bir şekilde durur)
Karagöz: Yahu Hacıvat bu ne hal yere para mı düşürdün, kaldır kafanı bakalım beni sormuşsun hayırdır
Hacivat: Hadi kızım hadi hadi
Karagöz: (Afallar bir vaziyette) Anlamadım Hacıvat ne kızı yahu benim ben Karagöz
Hacivat: Hadiğ hanım kızım hadi, başını ört de gel, ben namahreme bakamam
Karagöz: (Şaşkınca) Kim kız yahuuu Hacıvat kim başını örtecek?
Hacivat: Kim olacak kızım sen tabii ki, artık büyüdün gelinlik kız oldun, utanmıyor musun böyle başı açık sokağa çıkmaya
Karagöz: (Gülerek) Yahu Hacıvat sen bu akşam afyonu fazla kaçırdın galiba, ben Karagöz’üm karagözzzz
Hacivat: Elbette benim kara gözlü kızım, hadi git eve de annen seni güzelce giydirsin öyle çık sokağa
Karagöz: Allah allah bu Hacıvat aklını kaçırmış galiba yahuu (Eve gider)
Karagöz: (İçerden) Yahu hanım ben kızmışım öyle miii, bu Hacıvat aklını kaçırmış galiba beni kız sanıyor
K.Karısı: (İçerden kızgın bir sesle) Sen utanmadın mı böyle başı açık sokağa çıkmaya haa, ben sana kaç kere dedim böyle başı açık sokağa çıkma diye
Karagöz: (İçerden) Yahu hanım delirdin mi sen ben senin kocan Karagöz’üm kocaaannn
K.Karısı: (İçerden) Bak hala konuşuyor seni gidi utanmaz seni (içerden tokat sesleri gelir) çabuk giy şu feraceyi bakiimm, şunu da başına ört bir daha ben seni böyle başı açık sokağa çıktığını göreyim bak bacaklarını kırmaz mıyım
Karagöz: (İçerden) Dur vurma yahu tamam tamam ver feraceyi ver başörtüsünü giyicem tamam
K.Karısı: (İçerden) Hadi şimdi ne cehenneme gidersen git (Karagöz başı bağlı, yüzü peçeli, sırtına da bir ferace giymiş olarak perdeye gelir)
Karagöz: Yahu Hacıvat ben bu işten bişey anlamadım ama bu iş senin başının altından çıkmıştır mutlaka
Hacivat: Ah benim güzel kızım bak ne kadar güzel olmuşsun, sana da ne güzel yakışmış ferace mintan
Karagöz: Hacıvat tepelerim haa ne kızı ben kız falan değilim ben Karagözüm Karagöz
Hacivat: Ah benim kara gözlü kızım, büyümüş serpilmişsin tam gelinlik çağa gelmişsin, geçen gün seni bir delikanlı görmüş çok beğenmiş seninle evlenmek istiyormuş, bana haber yolladılar, annesi kardeşleri sana bakmaya geleceklermiş
Karagöz: (Şaşkınlıktan yerinden zıplayarak) Neeee, beni evlendirecek misin şimdiiiiiiiii
Hacivat: Tabii hanım kızım insan belli bir yaşa gelince evlenip yuva kurmak ister değil mi, senin de kısmetin çıktı inşallah hayırlısıyla bu iş olur
Karagöz: Yahu Hacıvat bu nasıl iş böyle, hiç erke erkeğe evlenilir mi
Hacivat: Sus bakıyım sen, gelinlik kızlar öyle çok konuşmaz, şimdi bak beni dinle, damat beyin annesi kız kardeşi ve yengesi sana bakmaya gelecekler, sana adını sorarlarsa ne diyeceksin biliyor musun?
Karagöz: Ne diyeceğim Hacıvat, tabii ki Karagöz diyeceğim
Hacivat: Hayır hanım kızım, öyle deme sakın
Karagöz: Ya ne diyeceğim?
Hacivat: Âbu cânım âbu diyeceksin
Karagöz: Yaaa? O ne demek öyle
Hacivat: Sen karışma orasına, sen sadece Âbu cânım âbu de, hadi bakalım ben gidiyorum sakın beni mahcub etme göreyim seni
(Şarkı ile Önde yaşlı bir kadın arkasında da iki genç kadın gelirler)
(Sabâ Şarkı) Nigahı mestine canlar dayanmaz
1.Zenne (Kaynana): Ahh kızlar gele gele geldik buracığa dahi gönlümüz nereciğe
2.Zenne (Görümce): Ah anneciğim baksanıza burda bir şey var, ne ağaca benziyor ne insana benziyor, acaba nedir ki bu
Kaynana:Galiba moloz yığını bu
Karagöz: Moloz yığını sensin ağzını topla
Kaynana: Bana bak huuu, sen nesin söyle bakayım
Karagöz: Ben cinim cin
Kaynana: Ay ben cinden çok korkarım tuu tuu tuu destuuurrrr
Karagöz: Kadına bak yahu suratıma tükürdü
Görümce: Ay sen cin değilsin, nesin sen doğru söyle
Karagöz: Ben horozom horoz
Görümce: Ay ben horozları çok severim, ama horozlar konuşur mu hiç ayol
Karagöz: Ben geveze horozlardanım
Görümce: Ay ben geveze horozların sesini çok severim bir öt bakıyım
Karagöz: (bağırarak) Kukkurikuuuuuuuuu
Görümce: Ayy ödüm patladı anneciğimmmm
Kaynana: Sen horoz da değilsin, insana benziyorsun hem de kızsın
Karagöz: Evet ben kızım kız
Kaynana: Aaa maaşallahhh sen bizim gelin hanım bu olmayasın sakın
Karagöz: Evet ben sizin gelininizim, benim kocam hanginiz
Kaynana: Şunun sorduğu soruya da bakın, kadından koca olur mu hiç ayol
Karagöz: Erkekden de gelin olur mu hiçç
Kaynana: Anlamadım ne dedinn
Karagöz: Yani dedim kii eee şey, benim kocam hanginiz dedimm
Kaynana: Senin kocan burda değil şimdi berberde damat traşı oluyor
Karagöz: Ben kocamı görmek istiyorum, babamın vasiyeti var kocanı görmeden evlenme sakın dedi, ben kocamı görmek istiyorum
Görümce: Aa hiç insan kocasını sorar mı öyle ayıp ayıp
Karagöz: Bana bak sen kimsin peki
Görümce: Ben senin görümcenim
Karagöz: Örümcek haa, ya şu kocakarı kim
Görümce: O senin kaynanan
Kaynana: Aaa üstüme iyilik sağlık sen daha evlenmeden dilin iki karış uzadı, evlendiğin zaman neler yaparsın kim bilir
Karagöz: Kaynanayı kazana atmalı altında odun yakmalı
Kaynana: Ayol kızlar ben bu karıyı eve sokmam vallahiiiiiii, seni gidi utanmaz karı seniii, ben gidip oğlumla konuşayım da bu karıyı almasın (kaynana gider)
Karagöz: Ohh be aradan karaçalı kalktı, şimdi güzel güzel sohbet ederiz, bana bak senin adın ne
Görümce: Benim adım Cemalifer
Karagöz: Şimendifer haaa
Görümce: Hayır canım şimendifer değil Cemalifer
Karagöz: Haa anladım camcı lüfer
Görümce: Ay çok da şakacısın ayoll
Karagöz: Peki, ya şu arkadaki kim
Görümce: O da senin eltin
Karagöz: Huu elti hanım senin adın ne
3. Zenne(elti): Benim adım da Dilruba
Karagöz: ne güzel isim yahu deli kurbağa
Elti: Dilruba dilrubaaa, senin adın neydii
Karagöz: Benim adım da şey, şey, neydi benim adım yahuu
Elti: A insan adını unuturmu hiç ayol
Görümce: Heyecanlandın galibaa, korkma canım korkma, heyecanlanacak bir şey yok, her genç kızın başına gelir bu işler
Karagöz: Hah buldum benim adım da Âbu canım abu
Elti: Ayol ne güzel ismin varmış senin, sen bizim eve gelince güzel güzel oyunlar oynarız, örgüler yaparız, ne güzel vakit geçiririz seninle canımm, aman pek de güzelmişsinn yanaklara bak elma gibi, dudaklar kiraz gibi allah bir burun vermiş hurma gibi maşşallahhhh
Karagöz: (kendi kendine) Yahu kadin benim suratı yemişçi dükkanına benzetti be
Görümce: Söyle bakalım annen var mı senin
Karagöz: Yok
Görümce: Ya baban
Karagöz: O da yok
Görümce: Peki sen dikiş nakış bilirmisin
Karagöz: Oo bilmez miyim hiç
Görümce: Havlu falan dokur musun
Karagöz: Hem de en âlâsından
Görümce: Örgü de bilir misin
Karagöz: Bilmez miyim hiç
Görümce: Afferin sana seninle ne güzel örgüler yaparız aman ne tatlı kızsın sennnnn, inşallah bizim eve geleceksin
Karagöz: İsterseniz şimdi geleyim
Görümce: Olmaz nikah olmadan olur mu hiçç
Karagöz: Benim kocam nerdeee
Görümce: Ayol sen ne kadar sabırsızsın, kocan berberde damat traşı oluyor, hadi biz gidelim de hazırlıklarımız başlayalım (giderler, Hacıvat gelir)
Hacivat: Aferin benim hanım kızım seni çok beğenmişler, seni öyle beğenmişler ki canımızı yarıcaz da onu içine sokucaz dediler
Karagöz: Olur mu canım hiç öyle şey yazık değil mi kendilerine
Hacivat:Hadi benim hanım kızım, ben seni şimdi annene götüreyim de gelinliğini giydirsin ben de imamı mahalleliyi çağırayım da şurda senin nikahını da kıyalım
Karagöz: Yahu Hacıvat nikah da mı yapıcazz, bu işin sonu kötü görünüyor galibaa
Hacivat: Hadi benim hanım kızım korkma hadi (giderler)
Hacivat: (İçerden Karagözün karısına hitaben): Bana bak hanım kızım
K.Karısı: (İçerden) Buyur Hacıvat Çelebi
Hacivat: Benim güzel kızımın gelinliklerini giydir meydana yolla ben de gidip imama haber vereyim mahalleli de gelsin kızımın nikahını kıyalım
K.Karısı: (İçerden) Başüstüne Hacıvat Çelebi, (Karagöze hitaben) gel bakayım buraya çıkar bakiyim üstündekileri giy şu fistanı, şu yastığı da arkana bağla
Karagöz: (İçerden) Yahu ben hammal mıyım be yastık da ne böyle
K.Karısı: (İçerden) Karışma sen buna çıkıntı derler, bağla bakayım arkana, şu duvağı da tak başına
Karagöz: (İçerden) Yahu ben utanırım milletin içine böyle çıkmaya
K.Karısı: (İçerden) Aa utanacak ne varmış herkezin başına gelir bu iş, ah maşşallah benim kızıma kırkbir buçuk kere maşşallahh ne de güzel oldun, hadi bakıyım git şimdi meydana nikahını kıysınlar bana bak sakın kocana karşı gelme
Karagöz: (İçerden kendi kendine) Olur karııııı olurrrrrrrr (Gelinliğini giymiş yüzü duvaklı bir halde meydana gelir)
Hacivat: Ahh benim güzel kızım ne de güzel olmuşsunn, sana bayılacak herkez, sen şimdi burda dur da ben gidip imamı çağırayım (Hacıvat gider, Önde imam, arkasında Tuzsuz Deli Bekir’in kardeşi, zenneler, mahalleden birkaç kişi ve bekçi gelirler)
İmam: Eyy cemaat duaya hazır mısınız
Mahalleli: (Hep bir ağızdan) Hazırızzzz
İmam: Eşeden meşeden, dön köşedennnnnn
Mahalleli:( Hep bir ağızdan) Hay hayyyyyyyyyyyy hayyyyyyyy
İmam: Ne hoş olur çamlıcanın âb-ı havasıııııııı
Mahalleli: Hayy hayyyyyyyy hayyyyyyy
İmam: Züğürtlükten gelir bıyık burmasıııııııııııııııııııı
Mahalleli: Hay hayyyyyy hayyyyyyyyyyy
İmam: Gelin hanımın galiba kelmiş kafasııııııııııııı
Mahalleli: Hay hayyyyyy hayyyyyyyyy
İmam: Damat beyin bir büyük rakıymış günlük gıdasııııııııııı
Mahalleli: Hayyyy hayyyyyyy hayyyyy
İmam: Pilavla zerde hazır olmuş geliyor kaşık sadâsıııııııııııııı
Mahalleli: Hüüüüppppp hüppppppppp hüppppppppppp
İmam: Böyle olur bizim gibi divanelerin duasııııııııııııııııı
Mahalleli: Hadi gidelimm pilavla zerdeyeeeeeeee (giderler, perdede Karagöz ile mahalle bekçisi kalır)
Bekçi: Allah bir yastıkta kocatsınnn hadi bakalım bekçi bahşişini de verin de ben de gidem
Karagöz: Sen git damat tan al bahşişini
Bekçi: Damat bey nerdedir kii
Karagöz: Meyhanededir o meyhanede
Bekçi: Öyleyse ben de gidip meyhanede bulurum onu, hadi allah mesut etsin ikiniz bi yastukta zubarun emü (Bekçi gider, Hacıvat gelir)
Karagöz: Hacıvat hani damat nerde
Hacivat: Ah Karagözüm damat dedi ki
Karagöz: Karagözüm haaaa, demek sen benim Karagöz olduğumu biliyorsun Hacıvat
Hacivat: Aman benim karagözlü kızım demek istedim ben
Karagöz: Hacıvat madem ben kızım peki bu sakal bıyık ne olacak
Hacivat: Ne sakalı ne bıyığı hanım kızım onlar senin kâküllerin, zülüflerin
Karagöz: Ben şimdi sana çıkarıp gösterirdim erkek miyim kız mıyım ama dua et burda seyirciler var
Hacivat: Aman kara gözlü kızım bak şimdi damat dedi ki madem ben bugün evlendim, eğlence isterim dedi
Karagöz: Eee noolacakmış
Hacivat: damat bey bir çengi buldu şimdi gelip oynayacak
Karagöz: İyi ya hadi bakalım gelsin
(Oyun havası eşliğinde çengi gelip oynar)
(Oyun havası Karcığar Köçekçe) Bülbül olsam konada bilsem dallere
(Oyun havası bitince Tuzsuz Deli Bekir gelir)
Tuzsuz: Eyyy gidi felek eyyyyyyyyyy
Karagöz: Ay anacığım babacığımmmm, ben şimdi naapıcaaammm
Tuzsuz: Eyy gidi felek beeeeeeee, bana adıyla sanıyla Tuzsuz Deli Bekir derler beeeeeee
Karagöz: Senin kokundan belli tatsız tuzsul olduğun leş gibi içki kokuyorsun
Tuzsuz: Annem kardeşlerim beni evlendirmişler, beni evlendirmişler ki allah da seni bana yazmış güzelimmmm aç bakalım şu duvağınııı
Karagöz: (Korkar bir ifadeyle) Yaa şeyy Tuzsuz, olmaz açamam
Tuzsuz: Aç dedim sana beee
Karagöz: Olmaz, ben yüz görümlüğü isterim
Tuzsuz: Haa evet tabiiii yaaa haklısın, sana yüz görümlüğü takmam lazımdı, dur bakalım yolda gelirken bir nal kırığı bulmuştum sana yüz görümlüğü olarak bunu takayımmm, aç bakalım şimdi yüzünü
Karagöz: Olmaz Tuzsuz Deli Bekir olmaz
Tuzsuz: Neden olmazmış, yüz görümlüğü dedin taktık işte
Karagöz: Olmaz ben dudak görümlüğü de isterim
Tuzsuz: Ben nerden bileyim dudak görümlüğünü ben on kere evlenmedim ki aç bakayım şu gül yüzünü göreyim (Karagözün duvağını kaldırır, Karagözün sakalını görünce şaşkınlıkla bağırır) Bu da neeeeee, bu sakal da ne beeeeeee, bu ne biçim iştir böyle beee
Karagöz: Bana bak Tuzsuz Deli Bekir sana bir şey söyleyeceğim
Tuzsuz: Söyle bakalım sen kimsinn
Karagöz: Bana bak Tuzsuz, ben Karagöz’üm, şimdi beni dinle, sen her akşam içermişsin
Tuzsuz: İçerim bee sen benim keyfimiz kahyası mısın
Karagöz: İçermişsin ama herkesi rahatsız edermişsin, evinde de huzur kalmamış, O Hacıvat olacak mendebur adam var ya Hacıvat
Tuzsuz: Eee?
Karagöz: İşte o Hacıvat olacak mendebur adam beni kadın kılığına soktu seninle evlendirmeye kalktı, sen bu kadar içersen işte böyle sakallı gelinle bile evlendirirler seni, sen beni dinle bu içkiden vazgeç
Tuzsuz: Mademki bu içkinin bu kadar kötülükleri var ben de şimdi meyhaneye giderim kalan son kadehimi de içerim, bundan sonra da içki içmem (Gider, Hacıvat gelir)
Hacivat: Aman benim kara gözlü kızım damat bey nereye gitti
Karagöz: Hacıvat dur sakın bir yere gitme, ben şu üstümü değiştirip gelicem, ondan sonra sana söylerim nereye gittiğini (Karagöz eve gider, asıl kıyafeti ile geri gelir Hacıvat’a tokat atar)
Hacivat: Aman Karagöz ne oluyorsun
Karagöz: Seni gidi dolandırıcı adam seni, sen utanmadın mı beni kadın kılığına sokup elalemin sarhoşu ile evlendirmeye
Hacivat: Karagözüm bu Tuzsuz Deli Bekir her gece içermiş, ama öyle içermiş ki herkezi rahatsız edermiş, biz de buna bu oyunu oynadık belki içkiyi bırakır dedik
Karagöz: Nerdeeeeee, adam yine gitti meyhaneye yahuu
Hacivat: Öyleyse karagözüm nedir bu işlerrrr
Karagöz: Kafanı kırsın geyiklerle keşişler (Vurur)
Hacivat: Hooşş olsun külhanii, yıktın perdeyi eyledin virannnn, varayım sahibine haber vereyim hemannnnnn (Seyriciyi selamlayarak gider)
Karagöz: Burada oyunumuz erdi sona, haneleriniz sağlık, neşe mutlulukla dola, her ne kadar sürç-i lisan ettikse affolaaaaa, ehh Hacıvat bugün de bu oyunda yakanı kurtardın ama bir dahaki oyunda yakan elime geçerse vaaayyy halineeeee. Hadi kalın sağlıcaklaaaaaaa (Seyirciyi selamlayarak çıkar, ışığın sönmesiyle oyun sona erer)

Not: Karagöz’ün gelin olması oyunu Kâr-ı Kadîm denilen eski klasik oyunlardan biridir. Önemli olan oyunu yazılı olduğu şekliyle ezberleyip oynatmak değildir. Önemli olan karagöz oyunlarının en temel özelliği olan doğaçlama geleneğini kullanarak oyunun temel örgüsünü bozmadan uygun yerlerine güncel espriler ve motifler ekleyerek ilgi çeker bir hale getirmektir. Bu metinde örnek olarak kullanılmış olan müzikler de değiştirilip seyircinin ilgisini çekebilecek güncel müzikler kullanılabilir, ancak kullanılacak müziğin ilgili tiplemelerin genel karakteristiğine uygun olması gerekir.

OYUNLAR SAYFASINA GERİ DÖN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir