Zenne Osmanlı Türkçesinde kadın demek olup Farsça kökenli bir kelimedir. Cumhuriyet öncesi dönemde Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkması günah sayıldığından dolayı tüm tiyatro gösterilerinde kadın rollerini de erkek oyuncular oynarmış, kadın rolü oynayan erkek oyunculara da zenne denmesi bu yüzdendir. Günümüzde erkek oryantal dansçılara da zenne adı verilmektedir. Karagöz oyunundaki bütün kadınlara genel olarak Zenne denir. Bir elinde yelpaze , çiçek ya da şemsiye taşır. Oyunlarda genellikle genç zenneler gönül işlerinde koşar, yaşlı olanlar ise dırdırcı ve kocalarını usandıran tiplerdir (Hacıvatın karısı) Klasik karagöz oyunlarında zenne isimleri Kanlı Nigar (Karagöz kanlı enginar der), Salkım İnci, Şallı Natır, Nuridil, Dimyat Pirinci, Şekernaz, Yedi dağın çiçeği Hasırasıçtının kızı Rabiş Hanım, Cemalifer, Hürmüz Hanım, Dürdane Hanım, Şetaret (Arap halayık), Dilber, Nâzikter vs. Ayrıca kültürümüzdeki aşk hikayelerinin kadın kahramanları da elbette Karagöz perdesinde yerlerini almışlardır. Leyla ile Mecnun oyununda Leyla Hanım ve annesi, Ferhat ile Şirin oyununda Şirin Hanım ve annesi, Tahir ile Zühre oyununda Zühre Hanım gibi. Bir de tabii Karagöz’ün karısı vardır, genellikle Karagöz ile çekişir, evde yiyecek bir şey olmadığından şikayet ederek Karagöz’e çalışıp eve birşeyler getirmesini söyler.